yavuz sultan selim

osmanlı topraklarını 8 senede 2 katına çıkaran başarılı devlet adamı.

ilber hocamızdan bu da

devlet işlerinde duyguya yer olmadığını en iyi bilen padişahlardan.8 yılda 80-90 yıllık iş yapmıştır.

Merhametsiz değildir aldığı risklerle devleti çok büyükmüştür

bir gün oğlu süleymanı süslü kıyafetler içinde görünce bre süleyman anana ne bıraktın demiştir. gerçek bir savaşçı bir o kadar da sade bir insandır. yeniçerilerin şehzade ahmet değil de selimi desteklemesinin sebebi budur

küpe takan erkek olarak bilinir ama bir çok tarihçi o küpe takan erkek tablosunun yavuz sultan selim değil de şah ismail olduğunu söyler.

mükemmel bir komutan, harika bir devlet adamıydı.

3. İstanbul boğaz köprüsünün adı.. Kuzey marmara otoyoluyla bağlantılı köprü.. Yapımı için doğal denge bozulmuştur.. Kuzey İstanbul ormanlik, yeşil alanlarıyla bilinirken şimdilerde daha köprü yapımı bitmeden bile arsa taleplerinde artış söz konusu..

Ya 10-15 yıl tahtta kalsaydı?

kürd'e firsat verme yarab, dehre sultan olma'sin, ayaği'ni çarik siksin, gönlü huzur bulma'sin. vur sopa'yi al haraci, karni bile doyma'sin, ol çeşme'den gavur içsin, kürd'e nasip olma'sin vasiyet'im oldur kim, kürd bin kerre yalvar'sin, inan'ma kan'ma, yakana bit, kapi'na kürd dadandir'ma. diyerek kürtlere beddua okumuş padişahtır. evliya çelebinin seyahatnamesinde bir çeşme üzerinde yazdığı söylenir. ama çeşmeyi bulan gören yok.

en sevdiğim sözü; "kılıcımız parladıkça düşmanın gözü ondan ayrılıp bizi göremez. ama allah esirgesin, bir gün paslanır da yaltırıklanmazsa düşman bizi görmek değil, bir de tepeden bakar."

doğu politikaları sebebiyle en çok eleştirilen padişahtır. kısa sürede ülke topraklarını 2-3 katına çıkartmıştır fakat gaddarlığı net bilinir. politik arzuları vicdanının önüne geçmiştir diyebiliriz. büyük bir askerdir. bu arada kürdistan mevzusunun tarih sahnesinde etkili yer etmesini dillendirmiştir. kürt beylerinden şah ismail ile olan savaşta destek isteyip vaad olarak bu fikri sunsada bir kısım kürt beylerinin karşı tarafta da savaşmasına sinirlenip ve bunu fırsat bilip kendi yanında savaşan kürt beylerine verdiği vaadi geçip zulüm hatta o topraklarda kürt yanı sora alevileride arada kaynatıp katliamlar yapmıştır. etkili bir liderdir ama iyi bir lider değildir. tartışmaya açık konu olsa da anlattıklarım kaynaklarda belgelerle mevcuttur. herkes kolayca ulaşabilir.

yavuz sultan selim 22 eylül 1520 yılında çorluda 49 yaşındayken sırtında çıkan bir çıbandan ötürü vefat etmiştir. iyice ağırlaştığı son dakikalarında "artık allah ile olma zamanıdır" diyen yardımcısı hasan can'a son bir güçle dönüp "bre hasan can sen bizi bunca zamandır kiminle bilirdin!" demiştir ve vefat etmiştir.

soldan sağa ve yukardan aşağıya okunduğunda aynı olan bir dörtlük yazan muazzam bir şairdir ayrıca. (bkz: vezn-i aher) --- spoiler --- sanma şahım herkesi sen sadıkâne yar olur herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur sadıkane belki ol âlemde bir dildâr olur yâr olur, ağyâr olur, dildâr olur, serdâr olur. --- spoiler ---

yavuz ismini sert mizacından dolayı alan; tahta babasına darbe yaparak geçen osmanlı padişahı. ilk türk islam halifesi. mekke ve medine'nin hizmetkarı anlamına gelen hâdim'ul-harameyn'uş-şerifeyn ünvanuna sahip padişah.

bu dünyaya gelmiş en büyük imparator.

savaşçı kişiliği ile ön plana çıkan yavuz sultan selim yeniçeri geleneklerine bağlı bir padişahtı, bu yüzden diğer padişahlar gibi sakal bırakmazdı.uyumayı pek sevmez, bir günde sadece 3 - 4 saat uyurdu. vaktinin çoğunu okuyarak geçirirdi. okumaktan gözleri bozulduğu için mercek kullanan ilk osmanlı padişahıdır. gösterişi sevmez, sade kıyafetler giyer ve yemeklerde tek çeşit yemek pişirterek tahta tabak kullanırdı. aynı zamanda bir koleksiyonerdir. kutsal emanetler ve çini koleksiyonu vardı.

benim kendisine ayrı bi hayranlığım var. en sevdigi vezirlerinden birinin ölüm emrini bizzat verecek kadar sert ayni zamanda "merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek giryemi kıldı hûn eşkimi füzûn etti felek şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek " dörtlüğünü söyleyebilecek kadar aşık ve içli bir şairdir. ahirette görmeyi istiyorum biiznillah

mısır seferine çıktığında sefer güzergahını ve ve seferin yapılacağı yeri kimseyle paylaşmaması üzerine orduda bir huzursuzlanma olmuş, yakın arkadaşı ve veziri hasan can'ın ordudaki huzursuzlanmayı gidermek için sultana seferin yönü hakkındaki sorusu üzerine ikisi arasında şöyle bir diyalog geçmiştir: + "sen sır saklamayı bilir mısın hasan can?" - "bilirim sultanım." + "ben de bilirim."

haremeyn hizmetinin yavuz sultan selim'e verilmesi sultan selim han'ın nedimi hasan can anlatıyor: bir gece sultan selim han'a rüyasında "kullarından birisi rüya gördü." demişler. sabah namazdan sonra, mübarek hizmetlerini görmeye gittim. "bu gece görünmedin? ne iş yaptın" dediklerinde: bu gece sabaha kadar uyuyakalmışım, hizmetinizden mahrum kaldım, diyerek özürler diledim. "ne rüya gördün" diye buyurdular. bir rüya görmedim, dedim. biraz sonra, kapı ağasına bir iş için beni gönderdiler. hasan ağa hayretler içinde ve gözlerinden yaş akmakta idi. "ağa hazretleri, hayırdır, ne oldu?" dedim. hasan ağa: "bu gece rüyamda bu eşikte oturduğumuz kapının azıcık açıldığını gördüm. dışarısı görünecek kadar, amma adam sığmaz. bir baktım dışarısı ipek elbiseler içinde nurani kimseler ile dolmuş, elleri bayraklı, baştanbaşa silahlı olduklarını gördüm. kapıya yakın nurani dört kimse durmakta idi. ellerinde birer sancak vardı. kapıyı vuran, padişahın ak sancağını tutmuş idi. bana, 'gördüğün kalabalık resûlullah efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin ashabıdır. selim han'a selam ettiler. hemen kalkıp gelsinler. bugünden sonra harameyn hizmeti ona verildi. bunlar ebûbekr-i sıddik, ömer bin hattab, osman zinnureyn'dir. ben de, ali bin ebû tâlib'im. var selim han'a bildir,' diyerek kayboldu." ben de hemen padişahın huzuruna geldim ve padişahım rüyayı, saray ağası olan hasan ağa kulunuz görmüşlerdir, dedim ve anlattım. mübarek yüzleri kızardı. buyurdu ki: "biz sana demez miyiz ki, biz bir cihada memur olmayınca hareket etmemişizdir. ecdadımız keramet sahibi idiler. içlerinde yalnız ben onlara benzemedim." diyerek tevazuda bulundular. daha sonra sefer tedariki ile meşgul oldular. (solakzade tarihi)

10 ekim 1470'de amasya'da dünyaya gelmiştir. (bkz: amasya, terazi burcu ve 1470 sayısını seviyorum)

vefatının ardından hocası kemal paşazade şu kıtayı kaleme alıyor: az zaman içre çok iş etmiş idi sâyesi olmuş idi âlem-gîr şems-i asr idi asrda şemsin zılli memdûd olur zamânı kasîr ( az zamanda öyle işler yaptı ki adeta gölgesi dünyayı kapladı. o ikindi güneşi gibiydi. çünkü ikindi güneşinin zamanı kısa, gölgesi ise çok uzundur.) sekiz yıllık saltanatının ilk iki yılı iç kırışıklıkları düzeltmek, dört yılı anadolu ve islam birliğini sağlayıp hilafeti osmanlı'ya almak, son iki yılı ise batıya yapacağı seferin hazırlıkları ile geçmiştir. fakat son seferi ebediyete olmuş, kendisinden sonra gelenlere muazzam bir düzen bırakmıştır.

şah ismail e satranc oynadıktan sonra eşi benzeri olmayan bir şiir ile efsane ayar vermiştir. şiirin özelligi soldan sağa ve yukarıdan asagıya aynı olmasıdır. not: yukarı da bir arkadas siiiri paylasmıs

aleviler bunu beğendi.d

nasıl anlatsam ki ona olan sevgimi. hayranlık gibi de değil daha değişik bir şey. devletin bekası için gözünü kırpmadan sevdiği vezirin ölüm firmanını vermekle "beni bir gözleri ahuya zebun etti felek." mısralarının yazarı olmak nasıl bir çelişki. bakınca kudretli bir padişahtan ziyade içli bir şair görüyor ve bir kez daha hayran oluyorum.

' devletleri yıkan tüm hatanın altında, nice gururun gafleti yatar. '

bülbül gibi gülistan bostandan ayrı düştüm i̇stemem altın kafes vatandan ayrı düştüm 🇹🇷

bugün vefatının 497. yıldönümü. hep düşünmüşümdür "eğer sefere giderken ölmemiş olsaydı hedefinde neresi vardı?" bu hususta farklı fikirler var. ama hiç biri kesin değil. çünkü yavuz kimseye bahsetmemiş. keşke diyorum; keşke hasan can'ı dinleyip o çıbanı sıktırmasaydı. ama ecel onu bir şekilde elbette bulurdu.

bugün doğumun 547. yıl dönümü. cihanın gördüğü en büyük hükümdarlardan biri. fatih'in torunu kanuni'nin babası ve benim en çok saygı ve sevgi duyduğum padişah.

zeki, iyi bir komutan ama vicdanlı, merhametli bir lider değil.

aga benim en beğendiğim 2 tarihi şahsiyetten biridir cennet mekan yavuz selim han islam halifeliğini türklere kazandırmış kısacık padişahlık döneminde 80 yıllık iş başarmış büyük devlet adamıdır..

hislerini böylesine güzel döktüğü kaleme insanın kurban olası geliyor "merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek giryemi kıldı hûn eşkimi füzûn etti felek şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek " bilmem ki gözlerime felek nasıl bir büyü yaptı ki gözümü kan içinde bıraktı, aşkımı artırdı benim pençemin korkusundan arslanlar titrerken felek beni bir ahu gözlüye esir etti

--- spoiler --- Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür. --- spoiler --- işte cesaret işte feraset işte fazilet işte fedakarlık işte mertlik işte adam gibi adamlık

Onun döneminde Osmanlı hazinesi ağzına kadar dolmuş, Selim hazineyi kendi mührü ile mühürlemiştir. Rivayet edilene göre 'Benim doldurduğum hazineyi torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin aksi halde hazine benim mührüm ile mühürlensin.' demiştir. Daha sonraki gelen padişahlardan hiçbiri hazineyi Selim kadar çok dolduramadığı için Osmanlı çöküşüne kadar hazine onun mührü ile mühürlenmiştir.

Trabzon valiliğini yapmakta olan Yavuz Sultan Selim babası 2.Bayezıd'ı Doğu Anadolu'da Şii'liği yaymak ve bu bölgede İpek Yolu güzergahını ele geçirmek için hamleler yapan Safeviler'e karşı uyarsa da babası bu durum için bir şey yapmamıştır.Yaşanan Şah Kulu İsyanı'ndan sonra Yavuz Sultan Selim babasını tahttan indirmiştir.Bir anlatışa göre 2.Bayezıd oğluna:"Kılıcın keskin ömrün kısa olsun" ya da "Ciğerlerini görmeden ölme."demiştir.8 senelik padişahlık yapan Yavuz Sultan Selim'in vücudunda şirpençe adı verilen bir çıban çıkmış ve günden güne vücuduna enfeksiyon yayılmıştır.Yine bir anlatışa göre dokunulmaması gereken çıbanı sıktırdığı için ölmüş ya da ciğerleri görünecek hale geldiğinde bir türlü ruhunu teslim edemeyen Yavuz Sultan Selim bir ayna isteyip ciğerlerine aynadan baktıktan sonra vefat etmiştir.

aslında küpe takmıyomuş

Yavuz Sultan Selim Mısır'ı fethetmek üzere yola çıkmış ve aşılamaz denilen Sina Çölü'nden askerleri ile gitmekteydi.Askerlerin çoğu çölde susuzluktan ve iklim koşullarından vefat etmiştir.Çölde gitmeye devam ettikleri bir günde Yavuz Sultan Selim atından inmiş ve atların bile yürümesinin zor olduğu çölde yürümeye başlamış.Kısa bir süre sonra askerler kendi aralarında bu durumu konuşmaya başlamış ve en sonunda Yavuz Sultan Selim'in yardımcısı ve veziri olan Hasan Can:"Efendim neden yürüyorsunuz?" diye sormuştur.Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim:Allah'ın Resulü önümüzde yürüyüp bize yol gösteriyor,o yaya giderken ben nasıl atıma bineyim? demiştir.

Mısır Seferi'nden İstanbul'a doğru dönerken ünlü alimlerden olan Kemal Paşa'nın atı çamura basar ve Yavuz Sultan Selim'in üstüne çamur sıçrar.Kemal Paşa bu durum üzerine korkar.Yavuz Sultan Selim ise şöyle der: "Alimin atının ayağından sıçrayan çamur benim için muhteremdir.Ben öldüğüm zaman bu kaftanımı kefenim ile beraber sarın." Bir başka olay ise şöyledir: Yavuz Sultan Selim zamanında hazine ağzına kadar dolmuştur,vasiyetinde "Benim altınla doldurduğum hazineyi torunlarımdan kim benim kadar doldurabilirse hazine onun mührüyle mühürlensin,aksi halde Hazine-i Hümayun benim mührümle mühürlensin." der.

yaptıklarını hayranlıkla okuduğum "8 yıla 80 yıl sığdırmış" Osmanlı padişahıdır. özellikle Şah İsmail'le olan anısı ile ne kadar zeki bir padişah olduğunu kanıtlamaktadır. (bkz: şah mat)

hakkında saçma sapan bir ton hikâyelerin olduğu padişahtır. tevatüre, söylentiye, efsanelere inanmayınız. kendisi bir evliya değil. kendisi bir roman karakteri değil. gayet realist iyi bir komutan.

hocam kusura bakma da; bok vardı da mısır'ı fethettin ya. uğraştığımız tiplere bak amk; konum urfa edit: haysiyetsiz piç kuruları